“Dönek Kautsky” Kimdi?

0

[Bu yazı KöZ Gazetesinin Aralık 2001 tarihli 19. sayısında yayımlanmıştır.]

“Dönek Kautsky” Kimdi?

Karl Kautsky Çek bir babayla Avusturyalı bir annenin çocuğu olarak 1854’te Prag’da dünyaya geldi. 1875 yılında Viyana’da öğrenciyken Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’ne katıldığında henüz marksist değildi. Zaten bu parti de marksist bir örgüt değildi. Kautsky’nin marksizmle tanışması ve bu dünya görüşünü benimsemesi ise, ancak beş yıl sonra Zürih’te tanıştığı Bernstein sayesinde oldu. Ertesi yıl Kautsky yine Bernstein aracılığıyla Alman sosyalistlerinin “Londra’dakiler” diye andıkları Marx ve Engels ile tanıştı.

Karl Kautsky 21 yaşında sosyal demokrat, 26’sında marksist oldu. 37 yaşından itibaren marksizmin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edildi. Berstein’la karşı karşıya geldiği revizyonizm tartışmalarının ardından (1899) yani 45 yaşından itibaren marksizmin en yüksek otoritesi olarak kabul edilmeye başlandı. Bu dönemeçten itibaren gerek Alman partisinde gerekse de uluslararası düzlemde pek çok tartışma ve kutuplaşmada Kautsky’nin bir tür hakem gibi kabul edilmesi de oldukça yaygın bir tutumdu. Hatta Rus sosyal demokrasisi içinde menşevik/bolşevik ayrışması sırasında ve bunu izleyen tartışmalarda da, her iki kanadın Kautsky’nin desteğini almak için epeyi bir gayret gösterdikleri bilinir.

Lenin “Ne Yapmalı”da olduğu gibi pek çok vesileyle onun fikirlerine gönderme yapma ihtiyacı duyuyordu. Hatta menşevik/bolşevik ayrışmasında Kautsky’nin bolşeviklerin yanında yer alması için gayret göstermiş, ama bunu sağlayamamıştı. Kautsky’nin neden açıkça bolşeviklerin yanında yer almadığı savaş patlak verdikten sonra anlaşılıp bilince çıkarılacaktı.

Kautsky Bernstein’la birlikte çalıştığı yıllarda “Karl Marx’ın Ekonomik Doktrinleri” başlığıyla (1887) yayınladığı kitabı sayesinde bir teorisyen olarak tanınmaya başladı. Ama Kautsky’nin asıl ünlenmesi 1891’de Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin Erfurt Programı diye bilinen programının teorik bölümünü kaleme alıp, kabul ettirmesiyle oldu. “Asgari-azami program” ayrımının ilk örneği olan bu metindeki saptamalar, o dönem hem marksizmin hasımları hem de taraftarları tarafından marksist teorinin temel referans kaynakları olarak kabul edildi.

Kautsky ile Bernstein’ın yollarının ayrılması da bu programın temel saptamaları üzerindeki ünlü tartışma nedeniyle oldu. Bernstein “benim için nihai hedef hiçbir şeydir; hareket her şeydir” derken kastettiği Kautsky’nin kaleminden çıkan bu metindeki saptamalardır. Kautsky Bernstein’a karşı aslında kendi görüşlerine sahip çıkmaktaydı; ama onun sözleri uzun zaman “marksizmin esası” olarak kabul edildi. Lenin ve bolşevikler için de Birinci Paylaşım savaşına kadar öyleydi. İlginçtir, Kautsky çoktan beri lanetlenmiş olsa bile, gerek akademik çevreler, gerek hasımları, gerekse de pek çok taraftarı marksizmi hala bu metindeki saptamalarla yorumlayıp ele almaktadır.

Karl Kautsky çağdaşlarına kıyasla geç yaşta başlayan siyasal yaşamını pek çok akranından daha uzun süre sürdürdü. Bu yaşama neredeyse iki dünya savaşı sığacaktı. Kautsky hayatının sonunda, ömrü boyunca siyaset içinde belirleyici bir rol oynadığı Almanya’yı ilk kez terk ederek; 1938’de önce Avusturya’ya sonra da Hollanda’ya kaçmak zorunda kaldı. 84 yaşında Amsterdam’da öldüğünde İkinci Emperyalist Paylaşım savaşının da eli kulağındaydı. Kautsky öldüğünde, artık Sosyalist Enternasyonal diye bilinen İkinci Enternasyonal’in önde gelen isimlerinin başındaydı hala. Ama savaş başlamadan öldüğü için, “savaş zamanı savaşa karşı savaş; barışta sınıf mücadelesi” görüşüyle bilinen Kautsky’nin bu savaş sırasında nasıl bir tutum alacağı görülemedi. Daha çok birinci paylaşım savaşı sırasında Kautsky’nin bu formülü nasıl somutladığı biliniyor. Ama o gün bugündür bolşevizm kisvesine bürünerek, Kautsky’e benzer tutumları benimseyenler de aynı kolaylıkla ayırt edilmiyor. Bunun için Kautsky’nin dönek, hain ilan edilmesine neden olan tutumun hangisi olduğunu belirlemekte yarar var.

1924 yılında Almanya’yı terkederek Viyana’ya yerleşen Kautsky, 1938 yılında Nazi birlikleri Avusturya’yı işgal edene kadar orada kaldı; o tarihte Amsterdam’a geçti ama orada da fazla yaşamadı. Besbelli ikinci bir dünya savaşını yaşayamazdı. Kautsky İkinci Dünya Savaşı’ndan önce öldü; ama ne o savaşta ne de daha sonra eksikliği hissedilmedi. Çünkü onun düşünce ve siyaset tarzı yeniden işçi hareketine hakim olmuştu. Buna karşılık Kautsky’nin temsil ettiği oportünizm türünü teşhis ve bertaraf ederek Komünist Enternasyonal’e hayat veren Leninist Bolşevik akımın politik-örgütsel sürekliliği korunamamıştır.

Paylaş