Metin Göktepe «Basın Şehidi» mi, Sınıf Mücadelesinin Bir Neferi mi?

0

Bu yazı Proleter Devrimci KöZ’ün Ocak 2005 Tarihli 24.sayısında yayımlanmıştır. 

Ocak ayını karartan kayıpların arasında yaşadığımız topraklarda bir de Metin Göktepe var. Metin Göktepe’nin bu vesileyle anılması ise, sadece öldürülüşünün ocak ayına rastlamasından ötürü değil. Zira onun ölümünün üzerine de gerçekleri ört bas eden bir örtü seriliyor. Onun ölümü uğruna ömrünü verdiği partisindeki tasfiye operasyonunun kritik bir dönemeç noktasına denk gelmişti. Ölümü de bu tasfiye operasyonunu ilerletmek için istismar edildi; hala bu tasfiye operasyonunu gizlemek için kullanılıyor.

Metin Göktepe sanki meslek aşkıyla yanıp tutuşan ve bu nedenle öldürülen bir gazeteci olarak öne çıkarılıyor.

Göktepe, atlatma haber peşinde koşan bir gazeteci miydi? Onun öldürülmesi «insan hakları ihlali» dosyalarına mı kaydedilmeli?

Onun ölümü meslek aşkından gelen ataklığı yüzünden mi oldu; yoksa devrimci sorumluluğu ve duyarlılığı nedeniyle mi?

Hiç kuşkusuz Metin Göktepe «bir basın şehidi» «insan hakları kurbanı» vs. olarak değil sınıf mücadelesinin yitirilen bir neferi olarak anılmayı yeğlerdi. Tıpkı düşman elinde direnerek ölen nice devrimcinin de «kayıp» olarak, insan hakları mağdurları olarak anılmak istemeyecekleri gibi; yahut Erdal Eren’in yaşı tutmadığı halde asılan bir «hukuk kurbanı» olarak anılmak istemeyeceği gibi.

Ama Metin Göktepe’nin talihsizliği uğruna hayatını verdiği partisinin yasal bir partinin arkasında yitip gidişi sürecinde keskin bir dönemeçte öldürülmesi oldu. Metin Göktepe adeta partisinin son şehidi oldu; ama o partiyi ikame eden legal kılıfın reklam malzemesi haline getirildi.

Bu nedenle liberal demokratlığın tuzağına basmış arkadaşları pragmatik politik hesaplarla ne yaparlarsa yapsınlar, komünistler Metin Göktepe’yi ve onun gibileri sınıf mücadelesindeki yerleriyle anmakla ve liberalizmin puslu örtülerini üzerlerinden kaldırmakla da yükümlüdür.

Hele tasfiye dalgalarının yeniden kabarmakta olduğu ve tasfiye operasyonlarını gizlemek için solcu manevraların yeniden ve çok sık görünmeye başladığı günümüz koşullarında Metin Göktepe’nin öldürülmesini bu yönüyle ve ibret alınacak bir örnek olarak hatırlayıp hatırlatmak daha da önemlidir.

Paylaş