(Bu yazı Proleter Devrimci Köz’ün Mart 2004 sayısından alınmıştır.)
Türkiye’de yerel seçimlerin mart ayına rastlaması ilk kez olmuyor. Ama ilk kez yerel seçimler, Kürtlerin yeni yılı, aynı zamanda da özgürlük ve mücadele günü olan Newroz ile bu kadar yakından ilişkili gelişiyor.
Bir çok farklı nedenle, Türkiye’deki seçimler, hem Ortadoğu ve Kürdistan’daki gelişmelerle yakından ilgilidir; hem de bu seçimlerin sonuçları oralardaki gelişmelerin seyrini etkileyecek bir etken olmaya adaydır.
Öte yandan, Türkiye’de siyasal alandaki gelişmeler her zamankinden fazla Kürdistan sorununa ve Kürtlerin kendi kaderini tayin etmesine ilişkin tutumlarla yakından ilişkilidir.
Öte yandan aynı nedenle Kürtlere yönelik şovenist saldırıların artması ve sosyal şovenlerin türlü tertiplerinin gündeme gelmesi şaşırtıcı değildir.
Bu nedenle 28 Mart seçimleri yaklaşırken şovenizme ve sosyal şovenizme karşı mücadele de devrimciler bakımından önem kazanmaktadır.
Şovenizme ve sosyal şovenizme karşı duruş KöZ’ün ilk sayısından itibaren sürdürdüğü başlıca ayrım çizgilerinden biridir. Ama doktrinerlerden farklı olarak, KöZ’ün arkasında duran komünistlerin baştan beri akıldan çıkarmadıkları bir başka nokta da siyasetin sadece doğru ilkelerle yapılamayacağıdır. Siyaset sağlam ilkelere dayalı bir örgüt ve örgütlü mücadelenin sağladığı güçle yapılır.
Bununla birlikte bölgenin geleceğini etkilemeye aday olan büyük gelişmelere müdahale etmek ve bunların yönünü değiştirmek elbette her devrimci gibi KöZ’ün arkasında duran komünistlerin hedefledikleri ve öznesi olmaya can attıkları bir işlevdir.
Ama onları başka devrimcilerden ayırt eden çıkış noktalarının başında böyle bir müdahale için zorunlu olan devrimci partinin mevcut olmadığı ve mevcut örgütlenmelerle ikame edilemeyeceği saptamasıdır.
Nitekim bu alanda iddialı olan başkalarının da bugün böyle bir işlevi yerine getirmeyi hayal edecek durumda olmadığı yerel seçimler gelirken bir kez daha görülmektedir.
Komünistler Siyasal Hedeflerin Büyüklüğünden ve İçeriğinden Ürkmeden Propaganda Etmeli
Kitle Çalışmalarının Zorluklarından Yılmadan Çalışmalı
Bu nedenle, genel siyasal gelişmeler hakkındaki tutum ve yönelişlerimiz daha çok anlama, yorumlama ve bu siyasi gerçekleri propaganda etme noktasındadır.
Siyasi gerçekleri devrimci teorinin ve ortak amaç ve ilkelerimizin ışığında açıklamaktan geri durmazken, bu siyasi gerçeklerin fikirlerle ve propagandayla değişmeyeceğini de unutacak değiliz. Bu siyasi gerçekliğe gerçekten müdahale edebilecek bir devrimci parti yaratılıncaya kadar ve bu faaliyetin dünyayı değiştirmek değil yorumlamakla sınırlı olduğunu unutmadan propaganda ve hazırlık faaliyetlerini sürdürmekten geri durmayacağız.
Kimileri bu zorunluluktan siyasal gelişmeleri yorumlamakla yetinebilecekleri sonucuna varmaktadır. Öncelikli faaliyetlerini bu teorik faaliyet çerçevesinde tutmakta mahzur görmeyenlerden de KöZ’ün arkasında duran komünistler kendilerini titizlikle ayırırlar. KöZ’ün arkasında duran komünistlerin öncelikli pratik çalışmalarının yürüdüğü alandaki işlerin ve bu alanın ihtiyaçlarının da çoğu zaman ve pek çok durumda mevcut imkan ve kapasiteleri aştığı da açıktır.
Ama bu alan sonuçta pratik çalışma alanıdır. Bazı şeyler sırf ihtiyacı saptamakla ve niyet etmekle yapılamaz; örneğin bir devrimci partinin yokluğunda bu boşluğu doldurmak sırf niyetle olacak iş değildir. İdeolojik mücadele önemlidir der demez bunun gereklerini yerine getirmek de çoğu zaman mümkün olmaz.
Bu nedenle, KöZ’ün arkasında duran komünistler her zaman ve her koşulda yapılabilecek sade ve temel işleri öncelikli işleri olarak seçmiştir. Öncelikli çalışma alanı olarak seçtikleri faaliyet mütevazı ama kararlı adımlarla ilerlemenin mümkün olduğu işlerdir. Öncelikli alanları sebatlı bir çalışmanın meyvelerini elle tutulur hale getirmenin mümkün olduğu ve nankör olmayan alanlardır.
Nitekim bunu görmek zor değil; sınamak ve göstermek için de yerel seçim çalışmaları iyi bir vesiledir.
Seçimler ve Komünistler
Yaklaşan yerel seçimler, genel siyasal dengelerden ayrı bir bağlamda, işçi sınıfının en çok ezilen sömürülen kesimleri içindeki politik çalışmaların sınanması ve bu alandaki deneyim ve birikimlerin çapının ve sonuçlarının görülmesi için de önemli bir sınav teşkil etmektedir.
Nitekim yerel seçimlerle ilgili KöZ broşüründe şunlar söylenmişti:
“Yerel seçimler; bizim öncelikli çalışma alanları olarak seçtiğimiz ve emekçilerin dayanışma örgütlerini yaratmak üzere yoğunlaştığımız mahalleleri merkezine alan seçimler. Bu anlamda genel seçimlerden çok daha somut araçlar var elimizde…Yerel seçimlerden mevcut kurumlardan destek alarak bu kurumları tanıtmak, yaygınlaştırmak, pekiştirmek ve yenilerini yaratmak üzere yararlanmalıyız; yararlanacağız. … Bugüne kadar hangi kesimlere yönelmek ve bu kesimler içinde nasıl ve hangi araçlarla çalışmak gerektiği üzerinde yoğunlaştık. Şimdi … bu kesimlere dönük talepleri somutlama, somutlanmış talepleri yayma olanağını kullanmamız gerekiyor.”
Kuşkusuz, bugün KöZ’ün arkasında duran komünistlerin yürüttükleri siyasal çalışmalara damga vuran çizginin yönü ve tonu ile, kitle içindeki çalışmaların somut hedefleri, temposu ve tonu arasında bir ayrım olduğu açıktır.
Bu ayrım en çok seçim çalışmalarına giderken kendini hissettirmektedir.
Bir yandan seçimlerin genel siyasal anlamı ve bu alandaki gerçek güçlerin yönelimleri ile kıyaslandığında ihmal edilebilecek küçüklükte görünen ve tek tük muhtarlık seçimleri etrafında şekillenen yerel çalışmalar söz konusudur. Beri yanda da bölgenin tamamını ilgilendiren ve emperyalistler arası paylaşım kavgası gibi çok daha kapsamlı bir ölçekteki siyasal gelişmelerle ilgili büyük ve önemli siyasal gelişmelere ışık tutan bir propaganda faaliyeti yürümektedir.
Bu iki süreç adeta açılan bir makas gibidir. Birbirleriyle bir ucundan bağlantılı ama ayrı yönlere doğru gidermiş gibi görünen iki süreci ifade etmektedir.
Makasın İki Yüzü Keskin Ekseni Sağlam Olmalı
KöZ’ün arkasında duran komünistler bir yandan Kürtlerin esaretine ve bu esaret zincirini ağırlaştırmak isteyen şovenizme ve sosyal şovenizme karşı mücadele yolunda gözle görülebilir bir ayrı duruşta ısrar sürdürmektedir. Beri yandan da Kürdistanlı komünistlerin sıyrılıp öne çıkmalarına katkı sunma doğrultusunda çabalar yoğunlaşmaktadır. Bu alanda radikal ve varolan akımların tümünden ayrı durduğu görülebilecek olan bir tutum baştan beri komünist devrimcilerin ayırt edici yönlerinden birini ifade etmektedir.
Ama en azından Ortadoğu’da savaş bulutları biriktiğinden beri bu farklılık başkaları tarafından da açık seçik görülebilecek bir tutum olarak şekillenmekte ve KöZ sayfalarına da yansımaktadır. Kürdistan sorununun damga vurduğu süreçte gelen yerel seçimlerde, benzetmeyi sürdürecek olursak makasın bir kanadı böyle tarif edilebilir.
Öte yandan uzun zamandan beri işçi sınıfının en çok ezilen sömürülen ve en örgütsüz kesimlerinin durumunu da etkileyen bir geri çekilme dalgası hüküm sürmektedir. Bu geri çekilme sürecinde bir yandan devletin seçmeli terörü ve bir yandan da dalgalar halinde gelmeye devam eden tasfiyeciliğin bozguncu etkisi artmaktadır. Bu yüzden pek çoklarının bu alanları terk etmeye ve yeni dünyaları keşfetmeye eğilimli oldukları da sır değildir.
Buna karşılık KöZ’ün arkasında duran komünistler bu alanda durmaya karar verenlerdendir. Geri çekilme dalgasına ve tasfiyeci rüzgarlara inat, bu alanlarda mevzi tutmakta ısrarlıdırlar. Bu alanlarda hem kitleler içinde güven tohum ekip hem de mevziler yaratmaya ve yarattıklarını pekiştirmeye önem vermiştirler.
Genel siyasal gelişmelerin tonu ve içeriği ile her zaman uyumlu olmayan bu gösterişsiz çalışmanın sonuçları da içinde bulunduğumuz sürece yaklaşırken görünebilir ve sınanabilir hale gelmektedir.
Sadece kendi ilişkilerimiz ve mütevazı yayınlarımız çerçevesinde değil; başka akımlar nezdinde, hatta zaman zaman burjuva basınında dahi bunun ip uçları yansımaya başlamıştır. Açılan makasın diğer kanadı da böyle tarif edilebilir.
Ama makas benzetmesine dönersek, bu iki kanadın kapanacağını da akılda tutmak lazımdır. Üstelik kapandıkları zaman iş görmeleri için iki kanadın da keskin olmaları ve keskin tutulmaları gerekir.
Hem siyasal sorunlara ilişkin tutum bakımından, hem de öncelikli alan olarak seçtiğimiz alanlardaki çalışmalar bakımından böyle bir keskinliği korumakta olduğumuz hem yakından hem de uzaktan görülebilmektedir.
Bununla birlikte, makasın kesmesi için iki yüzünün de keskin olması yetmez. Bu iki kanadın üzerinde hareket ettikleri eksenin kesilecek malzemeden daha sağlam daha sert ve dayanıklı olması da şarttır.
Bugün komünistlerin parti birliği için mücadele edenler, hem her konuda radikal ve tavizsiz bir siyasal tutumun taşıyıcısıdırlar, hem de ağır, yıpratıcı ve sonuçları çabuk görülmeyen bir kitle çalışmasının içinde bilenmektedirler.
Devrimci Parti Hedefini Unutmadan ve Sözümüzü Esirgemeden Yerelliklerdeki Seçim Çalışmalarına Yoğunlaşacağız
Bu iki alanı bugün birleştiren ortak amaç, ilke ve öncelikler üzerinde anlaşmış militanların komünist dayanışma anlayışı içinde ve devrimci kararlılık ile duruşudur. Bu duruş komünistler devrimci parti birliği hedefine ulaşıncaya kadar sürdürülecek temel dayanak noktasıdır. Bu duruşta ısrar ve sebat hedefine ulaştığında ise, emperyalizmin Ortadoğu’daki kördüğümünü kesecek olan makas kapanacaktır.
KöZ’ün arkasında duran komünistler bu inançla ve azimle mücadele etmektedir. Önümüzdeki seçimler içinde yürütülecek faaliyet, bu yöndeki çalışmaların bir bilançosunun çıkarılacağı 1 Mayıs dönemecine yönelik bir hazırlıktır aynı zamanda.
Doğrusu KöZ’ün arkasında duran komünistler bütün güçlüklere ve yetersizliklere inat, iki alanda da ayrı ayrı ve birbirleri ile bağlantılı, ısrarlı ve tutarlı bir çalışma yürütmektedirler.
Israrla olmayacak işlerle sebat ederek yapılabilecek olanların ayırt edilmesi gereken nokta da burasıdır.
Hedef 1 Mayıs Sınavı
Mart ayı her zaman 1 Mayıs’a giderken devrimci hareketin ivme aldığı bir dönemeç olmuştur. Bu yıl Kürdistan’daki Newrozla simgeleşen gelişmelerin yoğunlaşması ve 28 Mart seçimleri nedeniyle mart ayı çok daha keskin bir dönemeç olmaya adaydır.
2004 yılı mart ayı, hem bölgedeki özellikle de Kürdistan’daki gelişmeler bakımından hem de Türkiye’nin yakın gelecekteki siyasi tablosunu netleştirmesi bakımından önemlidir. Ama bu yerel seçimler komünistlerin öncelikli çalışma alanlarındaki konumlanışının sınanması ve bu alandaki mevzilerin derinleştirilip yaygınlaştırılması bakımından önemli fırsat ve imkanlar sunmaktadır. Aynı zamanda seçimler KöZ’ün arkasında duran komünistlerin başka devrimci akımlarla işbirliği ve dayanışma yeteneklerini geliştirmek ve kendilerini bu kesimlere tanıtmalarını sağlamak bakımından da önemli imkan ve fırsatlar sunmaktadır.
Bu bakış açısıyla, Newroz dönemecinden hız alıp, seçimlerde saptanan hedeflere yoğunlaşarak çalışacağız. Bütün bu çalışmaları 1 Mayıs’a taşıma hedefi ile yoğun ve tempolu bir çalışmayı kesintisiz sürdüreceğiz.
KöZ’ün arkasında duran komünistler 28 Mart seçimlerini ve bu seçime öngelen 2004 Newrozu’nun genel siyasal gelişmeler çerçevesinde nereye oturduklarını kavrayarak ama kendi öncelikli çalışmalarını aksatmadan mart-mayıs sürecine girmektedir.
Bu süreçten hedeflerimize yönelik bir ivme alarak çıkmak boynumuzun borcudur.
KöZ’ün sözü budur; komünistlerin parti birliği için mücadele edenler bu sözün arkasındadır.