[Bu yazı KöZ Gazetesinin 15 Ekim – 15 Kasım 2001 tarihli 18. sayısında yayımlanmıştır.]
Profesyonel Askerler Pasifist Savaş Karşıtlarının Bir Hediyesidir
Afganistan’a her biri bu ülkenin 20 yıllık ihracatına eş değer maliyeti olan silahlarla yapılan hava saldırılarının ardından şimdi özel donanımlı profesyonel katiller devreye giriyor. Bu saldırıları Taliban güçlerinin, geri püskürtmesini mi beklemeli? Böyle düşünenler az değildir.
Ama Vietnam örneğini hatırlayarak ABD’nin o zamanki gibi bir duruma düşeceğini sananlar da az değil. Doğrusu paralı profesyonel katillerden oluşan özel birlikler çoktan beri emperyalistlerin bu tür harekatlarda kullanmak üzere hazırladığı önemli bir vurucu güçtür. Ne var ki, burjuva medyasında ve Rambo türü filmlerde tasvir edildiği gibi bu birlikleri oluşturan pisliklerin en önemli meziyeti iyi yetiştirilmiş ve üstün teknolojiyle donatılmış profesyoneller olması değildir (bütün bu özelliklere sahip olsalar bile). Bu özel harekat birliklerinin asıl özelliği onların cenazeleri metropollere döndüğünde Vietnam benzeri bir etki yaratmayacak tarzda oluşturulmuş olmalarıdır. Bu Rambo müsveddelerinin profesyonel katillerden seçilmiş olmaları ve yığınlardan tecrit edilmiş (yaşamları, gelir düzeyleri, kültürleriyle) olmaları aynı zamanda bunların öldürülmeleri, sakatlanmaları halinde yığınsal bir tepkiye yol açmamasını sağlamak içindir. Kaldı ki daha şimdiden bunların gebermesini içten içe dileyenlerin sayısı, arkalarından ağlayacak olanlardan fazladır.
Bu Rambo bozuntuları emperyalistlerin arayışlarının bir sonucu olduğu kadar, metropollerdeki pasifist muhalefet hareketlerinin de bir hediyesidir. Özellikle Vietnam savaşından itibaren gelişip yaygınlaşan sivil itaatsizlik akımlarının bütün emperyalist devletlerde bu tür taktik kuvvetlerin geliştirilmesinde payı yabana atılmamalıdır. Emperyalist savaşlara karşı barış hedefiyle yola çıkmakla kalmayıp, aynı zamanda barışçıl ve pasif muhalefet hareketleri oluşturanlar «emperyalizmin çıkarları için ölmek istemiyoruz» şiarını öne çıkarmaktaydı. Besbelli ki bu muhalefet emperyalizmin savaşlardan vazgeçmesine yol açmış değildir. Emperyalistler bu talebin sadece son kısmını ciddiye almışlardır.
«Ölmek istemiyorsanız, sadece yaşamak için bize çalışmakla kalmayın, bir de emperyalizmin çıkarları için ölmeye hevesli köpekleri yetiştirip beslememiz için ve sizin yerinizi doldurmak için icat edilen ileri teknoloji ürünü savaş makineleri için de çalışın.»
Bu ölümcül mekanizmayı durdurmadan emperyalist savaşlara son vermek mümkün değildir. Devrimcilerin ödevi bunun eski ve yeni yollarını bulup öne çıkarmaktır.