Bu yazı Kasım 2015 tarihli KöZ Gazetesinin 6. sayısında yayımlanmıştır.
1917 yılına girerken Rusya bir yandan kışın soğuğuyla bir yandan da savaşın ve savaşa karşı devrimci mücadelenin şiddetlenen ateşiyle kavruluyordu. Cepheyi kızıştıran yalnız savaş değildi; devrimcilerin savaşa karşı bozguncu ajitasyonu da cephedeki yüreklere kor gibi düşüyordu.
Bu koşullarda, Rusya’da halkın bilinci sadece savaşa sefalet ve eziyete karşı bir tepkiyle değil, yeni bir siyasal ufukla biçimleniyordu. 1917 yılına gelirken, Rusya topraklarında mayalanan devrim, işçi eylemlerinin giderek artan bir yoğunlukla ve sertleşen bir içerikle yükselmesiyle geliyordu.
9 Ocak 1917’de Moskova’da çalışanların neredeyse üçte birinin katıldığı bir grev oldu. Grev hemen Petrograd, Bakü, Nijni Novgorod kentlerine sıçradı. Başkent Petrograd’ın ünlü Viborg semtinde grevcilere bir kısım askerlerin de katılması, gelecekteki gelişmelerin habercisiydi.
18 Şubat’ta Petrograd’daki Putilov fabrikasında işçiler greve çıktı, grev Petrogradın ünlü varoşu Viborg’a yayıldı. Grev 22 Şubat’ta bütün Petrograd’ı sardı. Orada kalmadı; işçi eylemleri giderek sertleşiyor ve Rusya’nın belli başlı sanayi merkezlerine yayılıyordu.
8 Mart, Şubat Devrimi Oluyor
Rus takvimine göre 23 Şubat’a rastlayan Dünya Kadınlar Günü böyle bir ortama denk geldi. Rusya’daki devrimci çevreler her yıl olduğu gibi Kadınlar Günü’nü değerlendirmek üzere alışılmış hazırlıklarını yapmaktaydılar. Çeşitli yerlerde gösteriler yapılacak, toplantılar düzenlenecek, bildiriler dağıtılacaktı. Görünürde bu 8 Mart’ın diğerlerinden farkı yoktu. Ama daha baştan 8 Mart’ın şekli değişecekti. Miting için sokağa çıkan kadınların ajitasyonu ve özellikle genç işçilerin zorlamasıyla pek çok fabrikanın işçisi de işi bırakıp sokaklara döküldü. Kadınlar Gününe ilişkin sloganlara “Ekmek İstiyoruz” “Kahrolsun Çar, Kahrolsun Otokrasi, Kahrolsun Savaş” sloganları ekleniyordu.
Eylem sırasında Kazaklar sert müdahale etmekten kaçındı; ancak 28 polis linç edilmekten kendilerini kurtaramadı.
25 Şubat’ta Çar eylemlerin ne pahasına olursa olsun durdurulmasını istedi. Petrograd’daki askeri birliklerin komutanı Habalov göstericilerin üzerine ateş açılmasını emretti.
İşçiler Silahlanıyor Askerler Silahlarını Subaylara Çeviriyor
26 Şubat Pazar günü fabrikalarından ve varoşlardan şehir merkezine doğru yürüyüşe geçen işçiler barikatlarla karşılaştılar; göstericilerin üzerine ateş açıldı; o gün Petrograd’da 169 kişi öldü, binlercesi yaralandı.
Ama göstericilere ateş açılmasına rağmen gidişatın önü alınamaz hale geldi. Aynı gün polis merkezleri ve cezaevleri basıldı. Bu eylemlerde işçiler yalnız devrimci yayınları kapışmakla kalmıyordu. Eylemler sırasında göstericiler asker ve polislerin ellerinden silahlarını almaya başladılar. Akşama doğru garnizonlarına dönmekte olan Pavlovski alayının Dördüncü Birliği’ne bağlı askerler polis ve askeri öğrencilerin göstericilere ateş açtığını görünce tepki duyarak atlı polislerin üzerine ateş açtılar.
Bunun üzerine Merkez Komutanlığı birliğin silahsızlandırılarak garnizona geri getirilmesini emretti. Ancak akşam sayımında 21 askerin silahlarıyla birlikte göstericilere katıldığı anlaşıldı.
Aynı gece, bolşevik ajitatörler, orada asker olan Putilov fabrikasının eski işçilerinin yardımıyla Volinski alayının garnizonuna sızdılar. Gece boyunca askerler arasında ajitasyon yapan bolşeviklerin gayretiyle işçilerin safına katılmaya karar veren Volinski garnizonundaki askerler subaylarını haklayarak silahlarıyla birlikte devrime katılmaya karar verdiler. Sokağa döküldüler, yolları üzerindeki Litovski ve Preobrajenski birliklerini de saflarına katarak ayaklanmış bulunan top ve cephane fabrikasının işçileriyle birleştiler. Ünlü Kresty hapishanesini basıp siyasal tutukluları aralarına kattılar. O gün Petrograd’daki işçilere 40 bin tüfek, 30 bin tabanca ve cephane dağıtıldı. Petrograd’da 66 bin asker de silahlarıyla birlikte devrim saflarına geçti.
Petrograd bölgesindeki askeri birliklerin komutanı general Habalov 27 Şubat akşamı Çara gönderdiği telgrafta duruma hakim olamadığını, kendisine bağlı askerlerin sayısının çok azaldığını ve Kışlık Saray etrafındakilerden ibaret kaldığını bildirdi.
Sovyetler Kuruluyor
1905 deneyiminin dersleri ışığında işçi sovyetleri yeniden belirdi. İşçiler ve çoğunluğu üniforma altındaki köylülerden oluşan askerler, sovyet delegelerini seçmeye başladı. Aynı gece Petrograd’daki işçilerin ve saflarına geçen askerlerin seçtikleri delegelerden oluşan Sovyet heyeti Çarın Meclisi, Duma’nın bulunduğu Torid sarayına geldi. Petrograd Garnizonu Sovyete tam destek verdi: Duma başkanı Rodzianko da Sovyeti tanımak zorunda kaldı.
Petrograd Sovyet’ine seçilen delegelerin çoğunluğu siyasi örgütlerle bağı olmayan işçi ve askerlerdi. Siyasi bağı olanların çoğunluğunu ise Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler oluşturuyordu.
Petrograd Sovyeti başkanı Çeidze oldu. Sonradan Sosyalist Devrimci olan Kerenski de başkan yardımcılarından biriydi. Duma başkanı Rodzianko da hem Çar’ı, hem de Sovyetleri ortalığı yatıştıracak bir burjuva hükümetinin kurulması yönünde ikna etmeye çalışıyordu. Sovyet toplantısı başladığı sırada aynı sarayda toplanan Duma da iktidarı eline almaya karar verdi.
Geçici Hükümet Kuruluyor
Geçici Hükümet 28 Şubat’da ilk toplantısını yaptı. Duma ile Sovyet’in anlaşarak oluşturduğu hükümette Prens Lvov Başbakan, Emek Grubu başkanı olarak geçen Kerenski Adalet Bakanı, burjuva liberallerinin gözdesi Milyukov da Dışişleri Bakanıydı. Rusya’da ikili iktidar dönemi başladı. Duma hükümeti kudretsiz iktidar, Sovyetler ise iktidara sahip olmayan güçtü.
Ertesi gün 1 Mart’ta; Çar II. Nicola tahtı terk etti, Petrograd Sovyetinin ardından Moskova Sovyeti de kuruldu.
Devrim yalnızca Moskova’ya ve başka büyük şehirlere sıçramakla kalmamıştı; taşrada da ayaklanmalar başladı.
Uzaktan Mektuplar
3 Mart’tan itibaren Lenin süreçle ilgili ilk notlarını Rusya’ya göndermeye başladı. Uzaktan Mektuplarında Lenin şöyle diyordu:
“İşçi sınıfı barış ve sosyalizm için mücadelesini sürdürmeli, yeni durumdan bu amaç için yararlanmalı ve bu durumu en geniş halk kitlelerine açıklamalıdır. Bu hükümet halklar için şimdi vazgeçilmez hale gelen hiçbir şeyi yerine getiremez: bütün savaşan ülkelere derhal ve açıkça acil bir ateşkes önerilmeli ve sonra bütün sömürgelerin, bütün bağımlı ulusların ve hakları kısıtlanmış olan ulusların tam özgürlüğüne dayanan bir barış bağıtlanmalıdır. Bu hedeflere varabilmek için önce kırlardaki nüfusun en yoksul kitlesiyle, ikinci olarak da savaşan bütün ülkelerdeki devrimci işçilerle ittifak kuran bir işçi hükümeti gerekir. İşçi Delegeleri Sovyeti örgütlenmesinden ve işçilerin silahlanmasından vazgeçilemez… Şimdiki hükümet halkı emperyalist savaştan kurtarıp barışı teminat altına alamaz; ama Kerenski ve başka sosyal yurtsever popülistlerden… oluşan bir burjuva demokratik cumhuriyet hükümeti de bunları yerine getiremez. Bu nedenledir ki, hiçbir ittifaka hatta bu temel meselede belirsiz ve değişken tutum benimseyen hiç kimseyle… bir anlaşma bile yapamayız.”
5 Mart’ta Geçici Hükümet genel af ilan etti. Bunun ardından Lenin bolşeviklere bir telgraf daha gönderdi:
“Taktiğimiz: mutlak bir güvensizlik, yeni hükümete hiçbir destek yok. Özellikle Kerenski’den kuşkulanıyorum. Proletaryanın silahlandırılması tek teminattır. Petrograd Duması için derhal bir seçim yapılmalı, diğer partilerle hiçbir biçimde yakınlaşılmamalı.”
Lenin tam da bunları söylediğinde Pravda yönetiminde bulunanlar Lenin’in yapmamak gerektiğini söylediklerini yapmakta; ve muhakkak yapılmalı dediklerini ise henüz erken olduğu gerekçesiyle yerine getirmemekteydiler. Bu aşamadan sonra Lenin artık kendi önüne parti tabanını görüşlerine kazanma işini koymuştu. Bu mücadele Nisan Konferansı’na kadar sürecekti. Bu konferans sırasında parti yöneticilerinin büyük bir çoğunluğu Lenin’in karşısında yer almıştı.
7 Mart’ta İmparatorluk ailesi tutuklandı.11 Mart’da Geçici Hükümet, Fransa, İngiltere ve İtalya tarafından tanındı. 12 Mart’da ölüm cezası kaldırıldı. 14 Mart’da Stalin ve Kamenev sürgünden dönüp Pravda’nın yönetimine geçti.
Lenin Petrograd’da
3 Nisan’da Lenin Petrograd’a geldi. Finlandiya garında bir konuşma yaptı:
“Sevgili yoldaşlar, erler, denizciler, işçiler.
Sizin şahsınızda muzaffer Rus devrimini selamlamaktan ve sizi ayrıca tüm dünya proletaryasının öncü ordusu olarak selamlamaktan son derece mutluyum. Emperyalist soyguncuların bu savaşı, tüm Avrupa’da başlayacak bir iç savaşın başlangıcıdır. Yoldaşımız Karl Liebknecht’in çağrısına uyarak halkların silahlarının kendi ülkelerinin kapitalist soyguncularına çevrileceği saat uzak değildir. Her gün, şu an, Avrupa kapitalizminin bütünlüğü darmadağın olabilir. Gerçekleştirdiğiniz Rus Devrimi, bunun yolunu açtı ve yeni bir çağ başladı. Yaşasın Dünya Sosyalist Devrimi.”
Lenin’in bu görüşleri sadece burjuvazinin, menşeviklerin değil, bolşeviklerin de yadırgadığı görüşler oldu. Pravda’da bu dönemde hükümetle uzlaşmacı bir tutumun yanısıra savaş karşısında savunmacı bir tutuma doğru savruluş yaşanıyordu. Nisan Tezleri diye bilinen Taktik Üzerine Tezler, Pravda’da yazı kurulunun muhalefet şerhiyle yayınlandı. 8 Nisan’da Pravda’da şunlar yazıyordu: “Lenin yoldaşın genel şeması… bize kabul edilemez görünüyor.”
Nisan Konferansı
Bununla birlikte ayaklanan işçi sınıfının nabzını tutan parti kadroları, Lenin’in görüşlerine farklı yaklaşıyorlardı. Bu, partinin Nisan ayının sonunda toplanacak olan ilk legal konferansında belli olacaktı.
Öte yandan Nisan günleri boyunca işçiler de devrimin sovyet iktidarı yönünde gelişmesi doğrultusundaki eğilimlerini eylemleriyle belli ediyordu.
Başlangıçta aynı mekanı paylaştıkları halde, kısa zaman içinde Torid Sarayı’ndan Maria Sarayı’na taşınan Duma ve Geçici Hükümet’i kitleler “yalnız bırakmadı”. Torid Sarayı önünde Geçici hükümet lehine gösteri yapan işçiler, Maria Sarayı önünde Geçici Hükümet’i protesto ediyorlardı.
Buna paralel olarak , siyasal koşullar da değişmeye başlamıştı. 24-29 Nisan’da Bolşevik Partisi’nin Tüm Rusya Konferansı yapıldı. Bu, Parti’nin Rusya’daki ilk legal kongresiydi.
24-29 Nisan’da Toplanan ve Nisan Konferansı diye anılan Bolşevik Partisi’nin Tüm Rusya Konferansı beş gün sürdü. Konferans’ta 79 000 üyeyi temsil eden 150 delege bulunuyordu. Konferans Lenin’in Uzaktan Mektuplar’dan başlayıp Rusya’ya dönüşüyle birlikte öne çıkardığı görüşlerin belirlediği bir gündemle sürdü. 38’e karşı 71 oyla -8 çekimser- Lenin’in tezleri kabul edildi. Bununla birlikte Nisan Konferansı Lenin’in devrimin izlemesi gereken yol ve partinin tutumu hakkındaki tezlerini benimsemesine rağmen, Zimmervaldcıların Stokholm’deki konferansına katılmamak gerektiği, Üçüncü Enternasyonal’i derhal kurmak gerektiği ve Bolşevik Parti’nin Komünist Parti ismini alması gerektiği hakkındaki önerileri reddedildi.
Geçici Hükümet Sallanıyor
Bolşevik partisi güçlenirken, Geçici Hükümet de iğreti temelleri üzerinde duramaz hale gelmişti.
Kitle gösterilerinin hedef tahtası haline gelen hükümet, bu gösterilerin büyümesi ve hırçınlaşmasıyla daha da güç kazanan sovyetleri kendi zeminine çekmek, sovyetlerin gücünü kendi iktidarının dayanağı haline getirmek istiyordu. Bunun yolu sovyetlerin içindeki ılımlı kanatla Duma’nın temsilcilerinden oluşacak bir koalisyon hükümetini kurmaktı. 26 Nisan’da geçici hükümet bu öneriyi sovyete taşıdı. 28 Nisan’da Petersburg Sovyeti’nin yürütme komitesinde yapılan toplantıda bu öneri 22’ye karşı 23 oyla geri çevrildi; iki üye de çekimser kalmıştı.
Sovyet içinde özellikle menşeviklerin ve Sosyalist Devrimcilerin etkisi altındaki delegeler arasında, hatta kimi bolşevikler arasında bile geçici hükümetle işbirliği yapma eğilimine olanlar vardı. Ama bunun gerçekleşebilmesi için Geçici Hükümetin birkaç günah keçisini öne sürmesi gerekiyordu. Bu günah keçileri gösterilerde en çok tepkiye hedef olan Guçkov ve Milyukov oldu.
İki bakanın istifasıyla Sovyetteki tereddütlü unsurların tutumu da değişti. 1 Mayıs günü aynı öneri üzerine yapılan oylamada Bolşeviklerin ve onlarla birlikte hareket eden Martov taraftarı Enternasyonalist Menşeviklerin 19 red oyuna karşılık diğer menşeviklerle sosyalist devrimcilerin 44 oyu ile koalisyona katılma kararı çıktı; iki sosyalist devrimci de çekimser kalmıştı.
Anayasacı Demokratları yani Kadet adlı burjuva liberal partisini temsil eden Prens Lvov’un başkanlığında kurulan hükümete sovyetlerin temsilcileri olarak 6 sosyalist bakan katıldı. Bunlar Menşevik Çeretelli ve Skobelev, Sosyalist Devrimcileri temsilen Çernov ve Kerenski, ve popülizmden legalist tasfiyeciliğe geçen eski narodniklerin lideri olarak da Peşekonov katıldı. Sosyalistlikten burjuva liberalliğine geçen Trudovikler adına sovyetlerden seçilen Pereverzev de bakanlardan biriydi.
İkili İktidar
Bu kritik dönemeçten itibaren devrimin seyrinde en önemli süreç başladı. Çünkü bir yanda kitlelerin güvenine sahip olan sovyetler hükümette temsil ediliyordu ve bu temsilciler o güne kadar sosyalist ve devrimci olarak tanınmış kişilerdi; bir yandan da bu hükümet yıllardır Rusya’daki devrimci hareketin en temel ülküsü olarak öne çıkan demokrasiyi ve savaş yıllarının özlemi olarak barışı bayrak edinmişti.
Buna karşılık Şubat devriminden itibaren bolşeviklerin izledikleri siyaset karşılıksız kalmıyordu. Parti büyüyordu; ve büyümeye devam edecekti. Öyle ki Nisan ayında 79 000 olan kayıtlı üye sayısı, ikibuçuk aylık bir zaman zarfında 240 bine ulaştı. Bu 72 yerel örgütten 162 yerel örgüte sıçrayışı yansıtıyordu.
Bu durumda bolşevikler yeni hükümet karşısındaki güvensizliklerinden vazgeçmeksizin kitle eylemlerini hükümete karşı kışkırtmaya ve ajitasyonun merkezine “Bütün iktidar halka; 10 Kapitalist bakan dışarı!” ve “Derhal barış!” şiarlarını yerleştirdiler. Bu doğrultudaki eylemler asıl olarak Haziran ayında yoğunlaşacaktı.
3 Haziran’da, 820’si oy sahibi 268’i de gözlemci olarak binin üzerinde delegenin katıldığı Birinci Tüm Rusya Sovyetler Kongresi, toplandı. Oy kullanan delegelerden 258’i sosyalist devrimci, 248’i Menşevik, 105’i Bolşevikti; 20 delege de Troçki ile birlikte bolşeviklere katılacak olan Mejrayontsı grubunu temsil ediyordu.
Bu kongre hem sovyetlerin bileşimini iyi yansıtan hem de bu bileşim içerisinde Bolşeviklerin ayrı yerini ortaya koyan bir tablo oluşturdu.
Öyle Bir Parti Var!
Toplantının ikinci gününde, hem hükümet hem de menşevikler adına konuşan Çeretelli Rusya’da iktidarı eline almaya hevesli hiçbir partinin bulunmadığını söyleyince, Lenin “Hayır efendim böyle bir parti var” diyerek yerinden fırladı:
“Hiç bir parti iktidar olmayı reddedemez ve bizim partimiz de reddetmemektedir; her an tamamen iktidarı üstlenmeye hazırız!” diyordu.
Bu konuşmayı delegelerin bir kısmı kahkahalarla karşıladı. Lenin Nisan Konferansı’nda benimsenen tezlerin bir hükümet programının temel taşları olduğunu bu tezleri açarak anlattı. Bu kez kahkahaların yerini endişeli kıpırdanmalar almıştı. Reformistlerin sıralarından “susturun şunu” sesleri yükselmeye başladı.
Sonuçta sovyetlerin kongresi iktidarı tümüyle eline alma yönünde bir karara varmadı. Ama tüm Rusya’dan seçilerek oraya gelen delegelerin arasında ve özellikle onların Kongre hakkında anlattıklarını dinleyenlerin arasında iktidar fikri belirginleşmeye başlamıştı. Bundan sonrası Bolşeviklerin güvenilir bir önderlik olduklarını daha geniş yığınlara gösterebilmesine kalmıştı. Haziran ayı boyunca tüm Rusya’ya yayılan eylemler bunun zeminini oluşturdu.
9 Haziranda Pravda Koalisyon Hükümeti’ni protesto etmek için bir gösteri çağrısında bulundu; gösteri sovyetler kongresinin yürütme komitesince yasaklandı; ama çağrı bolşeviklerce yayıldı ve eylemler geniş kitlelerin katılımıyla gerçekleşti.
Hükümet Savaştan Medet Umuyor
18 Haziran’da Güneybatı cephesinde Rus taarruzu başladı. Geçici Hükümetin kararıyla Rusya’nın savaşta bir atılıma kalkışması hem bu hükümetin aldatmacalarının ortaya çıkmasına hem de bu konuda ısrarla kitleleri uyarmaya çalışan Bolşeviklere duyulan ilgi ve güvenin artmasına neden oldu. Bolşeviklerin giderek ağırlık kazanmaya başladığı sovyetlerin çoğunluğunun çağrısı üzerine bu gelişmeyi protesto eden gösterilerin düzenlenmesi kararlaştırıldı.
Bolşeviklerin düzenlediği bir başka eylemde “Yaşasın Sosyalizm!” “İktidar Sovyetlere!” sloganları öne çıkıyordu, eylemde askerlerin ve işçi milislerinin yer aldığı kamyonun üzerindeki pankartta “Cepheye Gitmeyeceğiz, Kahrolsun kapitalist bakanlar” yazıyordu.
18 Haziran günü Viborg’da Bolşeviklerin önderliğinde gelişen bir protesto gösterisi düzenlendi. Öte yandan kitleler özellikle üniforma altında olanlar arasında hükümete karşı tutum alma eğilimleri yaygınlaşmaya başladı. Moskova sokaklarında askerler bir dini tören bahanesiyle hükümetin saldırgan politikasını protesto etti. Bu nispeten pasif gösterinin ardından cepheden gelen ölüm haberleri ve cenazeler nedeniyle Moskova sokakları bu kez askerlerin daha tepkisel bir eylemine sahne oldu.
“Bütün İktidar Sovyetlere!”
2 Temmuz’da hükümet, Petrograd’daki makinalı tüfek birliğine cepheye hareket etmesi emrini verdi; birlik cepheye gitmeyi reddetti, gizli anlaşmaların açıklanması talebiyle sokağa döküldüler. İşçilerle askerler “Savaşa son-Yaşasın İşçi Dayanışması!”, “Kahrolsun 10 Kapitalist Bakan Bütün İktidar Sovyetlere!” pankartları altında bir kez daha buluştular.
Temmuz günlerinde Kronştad bahriyelileri silahlarıyla yaptıkları gösteride “On kapitalist Bakan Defolsun, Bütün İktidar Sovyetlere” sloganını öne çıkardılar.
Bu gelişmeler karşısında hükümet ve askeri birlik komutanları artık barışçıl amaçlarla da olsa silahlı kimselerin katıldıkları gösterilere izin verilmeyeceğini ve bu gösterilerin şiddetle dağıtılacağını duyurdu. Bolşevikler provokasyonlara karşı uyanık olmak gerektiğini ve erken örgütsüz kalkışmalardan kaçınmak gerektiğini öne süren yayınlar yaptılar. Yine de 4 Temmuz’da Petrograd’da işçi ve askerlerin katıldığı çok büyük ve barışçıl bir gösteri düzenlendi.
Askerler beklenmedik anda göstericilerin üzerine ateş açtılar ve ağır kayıplar verdirdiler. Artık sovyet örtüsüyle örtünmeye çalışan hükümet yüzünü göstermişti; büyü bozulmuştu. Bu gelişmelerin ardından Rus taarruzunun başarısızlığa uğraması ve Tarnopol’un düşüşü üzerine 5 Kadet bakan, Ukrayna’nın bağımsızlığı sorunu nedeniyle 6 Temmuz’da istifa ettiler.
Kerenski Başbakan
7 Temmuz’da da Lvov’un istifası üzerine Kerenski başbakan oldu. Kerenski’nin başkanlığında İkinci Koalisyon Hükümeti 8 Temmuz’da kuruldu. İlk koalisyon hükümeti de devrim dalgasını kırmaya yetmemiş, Kazak birliklerini Petrograd’a çağıran Kerenski kendi hükümetine karşı darbe yapmıştı.
Yeni hükümetle birlikte işçi mahallelerinin silahsızlandırılmasına ve sansür uygulamalarına başlandı. Pravda yasaklandı, yayınevi tahrip edildi. Bolşevikler “Alman ajanı” olarak itham edildi.
9 Temmuz’da Sovyetler Yürütme Komitesi, 300 karşı oya rağmen, Lenin ve Zinovyev’i alman parası almakla suçlayan bir kararı kabul etti. Lenin, Zinovyev, Kamenev, Kollontay hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
20 Temmuz’da Kerenski, Başkomutan Brussilov’u görevden alıp, yerine Kornilov’u getirdi.
22 Temmuz’da yeni hükümet de krize girdi: Çernov Tarım Bakanlığı’ndan istifa etti.
Kornilov Ayaklanması
23 Temmuz’da Kornilov çarı geri getirme hedefiyle bir darbe girişiminde bulundu. Birliklerini Petrograd üstüne yürüterek kendisinin bir “Ulusal Savunma Hükümeti” başkanı, Kerenski’nin de ikinci başkan olarak tanınmasını istedi.
26 Temmuz’da Lvov, Kornilov’un ültimatomunu Kerenski’ye iletti. Sıkıyönetim ilan edildi; ikinci hükümet de istifa etti. Buna karşılık Kerenski Lvov’u tutuklattı
Üçüncü Koalisyon Hükümeti Kadet’lerin de katıldığı Sosyalist Devrimcilerin çoğunlukta olduğu bir bileşimle kuruldu.
Bolşevikler Güçleniyor
27 Temmuz’da Bolşevik Partisinin 6. Kongresi 240000 üyeyi temsilen 285 delege ile toplandı; Troçki ile birlikte Mejrayontsı örgütü Bolşeviklere katıldı.
12 Ağustos’da Moskova’da Dumalardan, zemstvolardan, ordudan ve sovyetlerden gelen 2500 delege ile bir Devlet Konferansı açılışı ilan edildi. Bolşeviklerin boykot ettiği bu konferansa Moskova işçileri Bolşeviklerin çağrısı üzerine açılış günü genel grevle yanıt verdi.
Bu durum karşısında Rusya’nın zayıflamasını fırsat bilen hasımları 19 Ağustos’ta Güney cephesinde saldırıya geçti. 21 Ağustos’ta Riga düştü.
Bununla birlikte, yeni hükümet cephedeki savaştan önce Kornilov’a karşı kendi kollamak zorundaydı. Bolşevikler “Asla Kerenski’ye güvenmeden Kornilov’a karşı savaş; önce Kornilov sonra Kerenski” diyordu. Kerenski’nin yapabileceği bir şey kalmamıştı. Çünkü artık bolşevikler her zamankinden daha büyük ve daha kararlı kitlelerdi sokağa çıkarmaya başlamışlardı.
1 Eylülde Kornilov ve içlerinde Denikin’in de bulunduğu bir çok general tutuklandı. Rusya’da cumhuriyet ilan edildi. Kornilov’un gerici darbesi, bolşeviklerin usta taktikleri ve hazırlıkları sayesinde devrimin önünü açmıştı.
9 Eylül günü Petrograd sovyetinde, sovyet prezidyumuna yani Kerenski’ye karşı bir güvensizlik önerisi verildi sovyet bu öneriyi onayladı; Bolşevikler ilk kez çoğunluk olmuştu.
13 Eylül’de Lenin Bolşevik partisi merkez komitesine gönderdiği mektuplarla ayaklanmayı hazırlamak gerektiği fikrini öne sürdü. Rusya proletaryası çoktan buna hazırdı.
Kerenski Son Hükümetini Kurarken Bolşevikler Askeri Devrimci Komiteyi Oluşturuyor
26 Eylül’de Troçki Petrograd Sovyetleri Başkanı seçildi. Kerenski yeni hükümeti kurdu.
9 Ekim günü Bolşevik partinin talimatıyla, Petrograd Sovyeti Başkanı olarak Troçki sovyetin özsavunması için silahlı bir örgütün kurulmasını Yürütme Komitesine kabul ettirdi. 25 Ekim’deki (7 Kasım) son darbeyi vuracak olan Askeri Devrimci Komite kuruldu.
10 Ekim’de Bolşevik Partisi merkez komitesi Zinovyev ve Kamenev’in 2 red oyuna karşılık 10 olumlu oyla Bolşevikler kendi örgütleyecekleri bir askeri darbeyle hükümeti devirme kararı aldı.
13 Ekim’de Sovyetler 2. Tüm Rusya Kongresinin toplanması için çağrı yapıldı. Kongrenin toplanacağı gün Bolşeviklerin hükümete asıl darbeyi indirmeye karar verdiği gündür yani 25 Ekim (7 Kasım).
Bu karara uygun olarak Petrograd’ın en stratejik yerlerinden birinde konuşlanmış bulunan Aurora kruvazörüne 23 Ekim’de Hükümet Neva nehrini terketmesini emretti: kruvazör mürettebatının yanıtı red yani isyandı.
24 Ekim’de Hükümet Bolşeviklerin yayın organı Pravda’yı ve sovyetin yayın organı İzvestiya’yı yasaklayıp basıldıkları matbaayı kapattırdı. Askeri Devrimci Komite matbaayı yeniden açtı..
Kışlık Saray Bolşeviklerin Bütün İktidar Sovyetlerin Eline Geçiyor
25 Ekim günü, sovyet toplantısı başlamadan önce hükümet merkezi olan Kışlık Saray Antonov-Ovseenko önderliğinde ve Askeri Devrimci Komiteye, yani Petrograd Sovyeti başkanlığına bağlı milis güçleri tarafından ele geçirildi.
Lenin tekrar yeraltından çıkarak Petrograd sovyetinde yeniden gözüktü. Tüm Rusya Sovyetlerinin İkinci Kongresi 343’ü Bolşevik 675 delege ile toplandı. Bu aynı zamanda İlk başarılı proleter devriminin sorumluğunu üstlenen sovyet cumhuriyetinin doğacağı kongreydi.
Hükümet kuvvetlerinin tutuklandığı haberi üzerine Menşevikler ve sosyalist devrimciler kongreyi terketti. Kongre “Rusya’nın işçileri, askerleri ve köylülerine” hitaben yayınladığı çağrıda hükümetin tutuklanmasını onayladı. Bütün iktidar sovyetlerin eline geçmişti; geriye eski devlet aygıtının ve karşı devrimci direnişin kırılması kalıyordu. O da üç yıl sürecek olan iç savaşın sonunda gerçekleşti.