[Bu yazı Ocak 2011 tarihinde KöZ Yayınları tarafından yayımlanan «TKP’nin Mirasına Nasıl Sahip Çıkılır?» başlıklı broşürden alınmıştır.]
TEMEL BAŞVURU KAYNAKLARIMIZ: TKP VE KOMÜNİST ENTERNASYONAL
Komünist Enternasyonal’in kuruluş kongresinde benimsediği manifesto şu saptamaları öne çıkardı:
“Komünist Enternasyonal, devrimcileşen dünya proletaryasının ayaklanmasının partisidir. Komünist Enternasyonal, açık ya da örtük bir biçimde proletaryanın maneviyatını bozan, sersemleten, güçsüzleştiren ve burjuva diktatörlüğünün kendi kendisini süslediği eşitlik, demokrasi, ulusal savunma vs. fetişleri karşısında diz çökmeye zorlayan bütün örgüt ve partileri reddeder.
Programlarına proletarya diktatörlüğünü yazdıkları halde, tarihin bunalımına barışçı bir çözüm aramakta ısrar eden bir politikayı sürdürmeye devam eden örgütlerin, saflarında kalmasına da Komünist Enternasyonal izin veremez. Sovyet sistemini kabul etmek sorunu çözmek demek değildir. Sovyet örgütlenmesinin bağrında mucizevi bir güç yoktur. Bu devrimci özellik, bizzat proletaryanın bağrındadır. Bu yüzden proletaryanın ayaklanıp iktidarı ele geçirmek için tereddüt etmemesi gerekir; işte ancak o zaman sovyet örgütlenmesinin nitelikleri açığa çıkacaktır ve bu örgütlenme proletaryanın en etkili silahı olacaktır.
Komünist Enternasyonal, burjuvaziyle işbirliği politikasına dolaylı yahut dolaysız bir biçimde bağlı olan bütün önderleri, işçi hareketinin saflarından atma iddiasıyla ortaya çıkıyor. Bize burjuva toplumuna karşı ölümüne bir nefret besleyen proletaryayı amansız bir mücadele için örgütleyen; ayaklananlar ordusunu savaşa sürmeye hazır olan ve ne olursa olsun yarı yolda durmayan; kendilerini zor yoluyla önlemeye kalkışan herkese karşı acımasız baskı tedbirlerine başvurmaktan çekinmeyen önderler gerekir.
Komünist Enternasyonal, proletarya ayaklanmasının ve proletarya diktatörlüğünün uluslararası partisidir. Komünist Enternasyonal’in işçi sınıfının sorunlarından başka sorunu, onun amaçlarından başka amacı yoktur. Her biri kendi tarzıyla işçi sınıfını kurtarmak isteyen küçük sektlerin iddiaları, Komünist Enternasyonal’in ruhuna yabancı ve aykırıdır. Komünist Enternasyonal’in evrensel bir reçetesi, bütün hastalıklara iyi gelecek bir ilacı yoktur. İşçi sınıfının geçmişteki ve bugünkü deneyiminden ders çıkarır. Bu deneyimden hata ve kusurlarını gidermek için yararlanır; bu deneyimden genel bir plan çıkarır; ve sadece kitle eyleminin devrimci formüllerini tanıyıp benimser. ….
Sovyet sistemi, komünistlerin parlamenter sistemin karşısına çıkardıkları soyut bir ilkeden ibaret değildir. Sovyetler, mücadele sonunda ve sadece bu mücadele yoluyla parlamentarizmin yerini alması gereken proleter iktidar aygıtlarıdır.”
TKP’nin programındaki ilke ve esaslar da bu saptamaların ışığında kaleme alınmıştır. 1920’de Bakü’de TKP’yi kuranlar, Komünist Enternasyonal’in kurucuları arasında yer alma onuruna sahip öncülerdendi. Yaşadıkları topraklarda henüz şekillenmekte olan proletaryanın ilk öncüleri arasından sıyrılıp, o zamanki adıyla Türkiye İştirakiyun Fırkası’nın kuruluşunu ilan edenler, aynı zamanda dünya çapındaki bir örgütsel/politik atılımı başlatanların arasında da ön sıralardaydı. 1920’de TKP’nin Komünist Enternasyonal’e kuruluşundan itibaren katılışı esas itibariyle politik bir anlam ifade etmektedir ve bir örgüt disiplini çerçevesi içinde görülmelidir. Asıl unutulan, ama anlamlı olan da budur.
Türkiye Komünist Partisini kuranlar, bolşeviklerin II. Enternasyonal geleneğinden kopma ve komünist bir dünya partisi yaratma mücadelesine de ilk ve ön saflarda katıldılar.
Komünist Enternasyonal’in benimsediği amaç ve ilkelerle TKP programının ilke ve esasları arasındaki ortaklık bu nedenle tesadüf değildir. Zaten TKP’nin kurulmasına yön veren de doğrudan doğruya Komünist Enternasyonal’in girişim ve müdahaleleridir.
Demek ki TKP’nin Komünist Enternasyonal’e kuruluşundan itibaren katılışı esas itibariyle politik bir anlam ifade etmektedir ve bir örgüt disiplini çerçevesi içinde görülmelidir. Asıl unutulan, ama anlamlı olan da budur.
Komünist Enternasyonal, önüne koyduğu hedefe ulaşmak için nasıl bir örgüte ihtiyaç olduğunu TKP’nin kurulduğu yıl benimsediği tüzüğünün girişinde şöyle tarif etmişti:
“Komünist Enternasyonal gerçekten, fiilen, bütün dünyanın birleşik komünist partisi gibi olmalıdır. Ayrı ayrı ülkelerde çalışan partiler, sadece onun tekil seksiyonları olmak durumundadırlar. Komünist Enternasyonal’in örgütsel mekanizması, her ülkenin emekçilerinin her an öteki ülkelerin örgütlü proleterleriyle mümkün olan her yoldan yardımlaşmasını sağlamalıdır.”
İşte TKP’nin kuruluşuna yön veren anlayış bu örgüt mekanizması sayesinde vücut bulmaktaydı. Aynı nedenle TKP’nin zamanla dünya proletaryası ile karşılıklı bir enternasyonal dayanışma ilişkisinden kopması, Komünist Enternasyonal’in bir dünya partisi olma işlevini yitirmesiyle yakından ilişkilidir.
Zaten TKP’nin ilk programının «ilke ve esaslar»ının unutulmasına ve unutturulmasına hizmet edenlerle, Komünist Enternasyonal’in tasfiye edilişinin üzerini örtenler önünde sonunda buluşmaktadırlar.
TKP mirasıyla Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinin çizgisinde buluşmayı hedefleyenler de bunların tümüyle ayrımlarını tereddütsüz bir biçimde çekebilmelidir. Bu ayrım çizgilerini kalınlaştıran temel başvuru kaynaklarımızı özetleyen üç belgeyi kendi bildirgemizin kalkış noktaları ve tamamlayıcı parçaları olarak ekte yayınlıyoruz.
Her ne kadar Komünist Enternasyonal’in Lenin zamanında bir programa kavuşması sağlanamadıysa da, bu dönem içerisinde Mustafa Suphi zamanında kabul edilen TKP Programı Lenin zamanında Komünist Enternasyonal bünyesinde ortaya konan üç program metninden biridir. Kuruluş kongresinde Kabul edilen program, Komünist Enternasyonal çizgisini o zamanın Türkçesiyle gayet açık ve seçik biçimde ifade eden bir siyasal metindir.
Bu maksatla, Komünist Enternasyonal’e katılmanın şartlarını tarif eden «21 Koşul» ve Komünist Enternasyonal’in kuruluş kongresinde bu enternasyonalin temel amaç ve ilkelerini içeren «Komünist Enternasyonal Platformu» belgeleri ile birlikte; TKP Programının «İlke ve Esaslar» başlıklı giriş bölümünü de bir temel başvuru kaynağı olarak kabul edip, şart koşuyoruz.
Komünistlerin birliğini sağlamayı hedefleyenler olarak temel kalkış noktalarımız, vazgeçmeyeceğimiz, gerisine düşmeyeceğimiz amaç ve ilkelerimiz bu başvuru kaynaklarının ışığında benimsenmiştir.